Teknoloji Çağında Yeni Nesil İş Modelleri

Firmalar daha etkin sonuçlar için yeni işbilriği modelleri, satın almalar, birleşmeler ve çeşitli ortaklık modellerini gerçekleştirebiliyorlar. Bu yeni model işbirlikleri ve satın almaların bir kısmını ilaç ve biyoteknoloji alanlarındaki işbirliklerinde görüyoruz.

Dr. Sevgi Salman Ünver

3/10/2019

      Son 10 yılda özellikle Bilim ve Teknoloji alanlarındaki gelişmeler her şeyi büyük bir hızla dönüştürüyor. İletişim araçlarının hızlanması ve çeşitlenmesi coğrafi sınırları aşıp küresel iş yapabilmeyi daha da mümkün hale getirmiştir. Fiziksel olarak dünyanın iki ayrı ucunda olmak ortak iş yapmaya artık daha az engel oluyor. Firmalar hedefledikleri başarıya ulaşmak için iş geliştirme fırsatlarını daha hızlı yakalayabiliyor. Ya da firmalar daha etkin sonuçlar için yeni işbilriği modelleri, satın almalar, birleşmeler ve çeşitli ortaklık modellerini gerçekleştirebiliyorlar. Bu yeni model işbirlikleri ve satın almaların bir kısmını ilaç ve biyoteknoloji alanlarındaki işbirliklerinde görüyoruz.

Dünya İlaç Endüstrisinde satın alma (M&A) hacmi 2018 yılında 2 kat büyüyerek, 75,9 Milyar USD’den 149,3 Milyar USD’ye ulaştı. Bu işbirlikleri orta büyüklükte iki firmanın birleşmesi, büyük bir firmanın belirli bir grubunu başka büyük bir firmaya satması, büyük ya da orta ölçekli firmaların yenilikçi start-up firmaları bünyelerine katması gibi farklı modellerde gerçekleşti. İşte öne çıkan örnekler:

Shire’ın Takeda tarafından satın alımı (59 Milyar USD), GSK’nın Novartis’in Tüketici Sağlığı bölümünün bir kısım hissesini alması, Sanofi’nin Hemofili için geliştirdiği yenilikçi tedavilerle dikkat çeken Bioverativ ile ortaklık yapması (11,6 Milyar USD), Celgene Kanser için tedavi geliştiren biyoteknoloji scale-up Juno’yu (9 Milyar USD) satın alması, Novartis, Nadir Hastalıklar alanında yenilikçi tedaviler geliştiren AveXis’i bünyesine katması (8.7 Milyar USD), Sanofi’nin ise Belçika’lı Nanobody Teknoloji ile tedavi çözümleri üreten Ablynx firmasını satın alması (4.5 Milyar USD).

İşte bu tarz işbirliklerinin ilaçta yenilikçi iş modelleri ile büyüme startejileri olarak değerlendirilebilir. Örneğin Novartis henüz 2010 yılında kurulan Avexis’i geçen bünyesine kattıktan sonra ilaç sektöründe rekor fiyata sahip Spinal müsküler atrofi (SMA)-1 tedavisi için gen tedavisi ile kalıcı tedavi sağlayan ZOLGENSMA’nın ruhsatını aldı. Geleceğin sağlık çözümleri için gittiği yön olan gen tedavileri konusunu sahiplenmiş olduğunu bir kez daha ortaya koymuş oldu.

Benzer şekilde, ilaç sektöründe satın alma ve birleşmelerde en çok rağbet gören firmalar, kanser, nadir hastalıklar ve yeni tedavi teknolojileri geliştiren firmalar oldu. 2014-2018 arasındaki ruhsat alan ilaçlardan 113 ilacın firması satın alma ya da birleşme yaşadı. Bu firmaların 71% start-up firması idi.

Yeni Nesil Fırsatları Değerlendirmek İçin Yeni Nesil Yaklaşım Gerekir:

Dünya’da Bilim ve Teknoloji alanında uyguladıkları stratejiler ile son dönemde kalkınma hamlesi yapan ülkeler var. Bunların başında Singapur, Güney Kore, Çin, Yeni Zellanda, Avustralya ve hatta Finlandiya geliyor. Uyguladıkları kalkınma planının temelinde üniversite ve sanayi işbirliği ile ArGe çalışmaları yapmak, bu ArGe çalışamalarını kaynakları verimli kullanmak için kümelenme yaklaşımı ile kurumları bir araya getirmek, ortak geliştirme ve üretme platformlarını oluşturmak ve bu çalışmaları devlet teşvikleri ile sürdürülebilir kılma olarak özetlenebilir. Sonraki aşamada da ürünleşme potansiyeli olan ArGe çıktıları için gereken ivmeyi sağlayacak hızlandırıcı programları uygulamaktır. Örneğin Singapur 10 yıl önce aldığı Biyo-kalkınma, Biyoteknoloji temelli ürünler geliştirme yaklaşımı ile son derece iyi bir örneği ortaya koymuştur. On yıl önce biyoteknoloji alanında hemen hiçbir gelişmişliği yokken, geçtiğimiz yıl Singapur Biyoteknoloji’de gelişmişlik sıralamasında ABD’den sonra 2. Sırada yer almıştır. Aynı listede Türkiye 54 ülke içerisinde ne yazık ki 46. Sırada. Bu başarı tamamen doğru kalkınma planını, sistemli bir şekilde uygulamak ve tüm paydaşların sorumluluklarını en iyi şekilde yerine getirmesi ile mümkün olmuştur.

Bilim ve Teknoloji ile kalkınma için henüz geç değil

Bir çok alanda ürün geliştirmeye Türkiye’nin katkısı oldukça düşük, daha çok tüketen, en iyi ihtimal katma değeri düşük ya da orta ürünleri üreten bir ülkeyiz. İşte tam burada Bilim ve Teknoloji alanında, özellikle Bilişim ve Biyoteknoloji alanlarında katma değerli ürünler geliştirmek ve üretmek için hala geç değil.

Çok ciddi bir genç gücümüz var. Sanayi ve Üniversiteler gerçek anlamda birlikte ArGe yapmaya kaynak ayırırlarsa, devlet ise doğru teşvik planları ile bu projeleri destekler ise ve özellikle kaynakları ortak kullanma, ortak geliştirme ve üretme platformları oluşturulabilirse bu alanda gelişmek için şansımız olabilir. Tüm sektör aktörlerinin bu konuda sorumluluk bilinci ile katkı sağlaması, devletin kaynakları ve kurumları ile bu süreçleri koordine etmesi başarıya ulaşmamız için çok önemlidir.